Kızım, beş yıldır Arman Esen Dans Akademisi öğrencisi. Kısmet ise arkadaşları ile birlikte okulun ilk mezunlarından olacaklar. Bu eğitim sürecinde çocuklarımız; her uzun soluklu eğitimde olduğu gibi sürekliliğin, çalışmanın ve sevmenin bir insana neler katabileceğini öğrendiler. Kendisine ve çevreye güven duymanın, umut edebilmenin, bağımsız ve bağlı olmanın, birlikte başarı duygusunu paylaşmanın ve kimliklerinin bir yanına “ Ben dansçıyım” diyebilmenin gelişmesini yaşadılar. Yarışmaların kazanmayı çok isteseler de kaybedilebileceğini gördüler. Mutluluk, kıvanç duyma ve keyiflenme kadar başarısız olma, üzüntü ve hüzün duygularının da duyumsanabileceğini anladılar. Rekabetin kardeşlik ortamı içerisinde yapılabileceğini, kendisinden pek çok konuda olduğu gibi dans etmede de daha iyilerin veya kötülerin olabileceğini gördüler. Daha iyiye gitmenin yol yöntemini sezdiler. Dünya şampiyonu dansçılar ile çalışabilmeyi heyecanla beklediler. Başarılı dasçılara özendiler, örnek aldılar. “Anne onlar dünya şampiyonu ”diye hafta sonu okula koştular. Bir eğiticinin, hem sınır koyup kızabileceğini hem de sevgiyle destekleyip, gidilecek yolda rehberlik ederek “Haydi çocuklar! Aferin size !” diyebileceğini yaşayarak içselleştirdiler. Yaşamlarının bundan sonraki yolculuğunda, bu geniş ailede edindikleri değerlerin onlara kılavuzluk edeceğini biliyorum. Biz “lojistik destek takımı” anababalara onları izlemek ve kıvanç duymak kalıyor. Çocuklarımıza bu büyüme yolunu açan ve sürdüren Arman Hoca ve tüm çalışanlara şükranlarımla…

Dansa Davet – Sayı 12 – Haziran 2018