Propriyosepsiyon Nedir?

Dansçılar gözleri kapalı beşinci pozisyonda kollarını nereye yerleştireceklerini bilirler. Sahnede diğer dansçılara çarpmadan nasıl rahat ve doğru bir şekilde hareket edeceklerini de bilirler. Doğuştan gelen bu beden farkındalığı ve belli bir alanda bedenin nerede olduğunu bilme “yeteneğine” propriyosepsiyon denilmektedir – Latince’de “kendi” anlamına gelir. Dansçılar bu duyuyu tanımlamak için ilgili terimlere daha fazla alışkındırlar – “kinestezi”, kas duyusu, ya da basitçe hareket duygusu. Her ne kadar bu terimler arasında ince nüanslar olsa da, “propriyosepsiyon” hareket eden bedeninizin fiziksel hissi anlamına gelen bilimsel bir terimdir. Eğer dansçılarda propriyosepsiyon olmasa en basit hareketi bile başarılı bir biçimde yapabildiklerini görmek için her daim tetikte ve bilinçli bir şekilde izler halde olmaları gerekirdi. Propriyosepsiyon yalnızca günlük seyire yardımcı olmakla kalmaz, ifade gücü yüksek bir dansçı olabilmek için de gerekli bir olgudur.

Propriyosepsiyon Nasıl Çalışır?

Propriyosepsiyon, klasik beş duyuya bedeni de dahil ederek “altıncı his” olarak adlandırılmaktadır. Ancak, bu beden duyusu yalnızca bir hareket hissi olmaktan ötedir. Kas tonu hissi, efor algısı ve denge ile de yakın ilişki içerisindedir. Bazı özel sinir uçları kaslar, fasiya, tendonlar, bağlar, eklemler ve hatta bazı bilim adamlarına göre deride oluşmaktadır. Bu aferent (duyusal) reseptörler dokunun deformasyonunu algılar – baskı miktarı (germe ve basitçe yerleştirmede), hareketin oluştuğu andaki hız ve hızın değişme oranı (velosite), hareketin yönü, ve – deformasyon had safhada ise – acı. Kas ve eklemlere gömülü olan duyusal sinirlerden gelen yoğun propriyoseptif girdi omuriliğe girer ve beynin subkortikal ve kortikal bölümlerine taşınır. Birçok nöral yol, sinir sisteminin farklı düzeylerinde çakışır ve bütün bu bilgiyi bize bilinçli ve bilinçsiz bir biçimde nerede olduğumuz ve nasıl hareket ettiğimiz hissini sağlamak için entegre eder. Hareket ettiğimizi biliriz ve dikkatimizi herhangi bir zamanda duyusal farkındalığımızın ince detaylarına yöneltebiliriz, tıpkı dans esnasındaki hatreketlerimizin rafineliğine dikkat kabartabildiğimiz gibi. Ne iyi ki, aynı zamanda, bilinçsiz olarak, zamanında ve yerinde nöromusküler koordinasyon için elzem olan somutluk hissine de sahibiz. Ayağınızın karanlıkta merdivenlerden aşağı inerken bir adım sonrasını “bilmesi” gibi, kuadrisepleriniz ve hemstringleriniz de tek bir bacak üstüne geçerken diz etrafında ne şekilde stabilize olacağını bilir. Bu iç zamanlama ve doğruluk hissi olmadan sakatlık oranı çok daha fazla olurdu ve tabii ki basit hareketler bile çok büyük bilişsel enerji harcamamıza neden olurdu.

Dansçılar İçin Önemi Nedir?

Dansçıların danstan hissettikleri sayısız hareket duygusu “kinestetik rezonansı” beslemeye yaramaktadır. Hareket duygusunu hissetme ve bu konuda farkındalık kazanma dans etmeyi öğrenmeye yardımcı olur, dansçılar bir başkasını dans ederken izlediklerinde bile. Dansçılar sadece kendi hakeketlerini hissederek değil, başkalarını hareket ederken izleyerek de öğrenirler. Dans öğretmeninin sınıfta gösterdikleri sadece görüşle algılanmaz, aynı zamanda hissedilir ve içselleştirilir de. Bu duyular motor öğrenmeye yardımcı olmaktadır. Pratik ve propriyoseptif duyuyu iyileştirmek, ifadedeki rahatlığın yanı sıra daha çok hız, doğruluk ve hareket kalitesi anlamına gelmektedir. Bu duyguyu güçlendirmeyi, sadece hareketleri tekrar etmekle değil, belirli bir kalitede kafamıza sokarak ve belirli “eforları” (Laban bağlamında) keşfederek öğreniriz.

Dansçılar Propriyoseptif Duyularının Daha Fazla Bir İdmana Gereksinim Duyduğunu Nasıl Anlarlar?

Propriyosepsiyon çok nadir olarak dans elemelerinde değerlendirilir ve dansçıların fitliklerini kasteden birtakım faktörler arasında sıklıkla dışarıda bırakılmaktadır. Ayrıca, sakatlık ve propriyoseptif bozukluklar arasındaki ilişkiye dair tutarlı bir kayıt da bulunmamaktadır. Sağlam propriyosepsiyon için elemeler aşağıdaki statik eklem pozisyonu duyusu ve eklem hareketi testlerinden en az bir tanesini içermelidir: (1) Testi yapan kişi, dansçıyı gözleri kapalı bir şekilde oturtarak pasif bir şekilde kol ve bacaklardan birisini alanda pozisyonlandırır ve ondan aynı pozisyonu diğer kol veya bacakla yapmasını ister; ve (2) Oturan dansçının (gözleri kapalı) ayak ya da el baş parmağının son kemiğini tutarak belli bir pozisyona çeker (aşağı ya da yukarı) ve dansçıdan parmağının hangi yöne hareket ettiğini anlamasını ister. Testi gerçekleştirmek görece kolay olasa da fark edilmesi zor bir bozukluk söz konusu olduğunda yorumlamak zordur. Propriyoseptif bir bozukluk, her ne kadar minimal olsa da, ince ayar çekilmiş motor kontrolünü tehlikeye atar ve sakatlanma riskini artırır. Böyle testler büyük nörolojik bozuklukları belirlemeye yardımcı olur, fakat dansçılarda daha aktif durumlarda, sakatlık olduğu veya olmadığı durumlarda ortaya çıkan propriyosepsiyon bozukluklarını yeteri kadar tespit edemeyebilir.

Bu basit testlerin ötesinde, dansçılar bir spor ya da dans fizyoterapisti tarafından tam bir denge testine tabi tutulmalıdırlar. Minimumda, dansçılar tek bir bacak üstünde gözleri kapalı olarak en az 30 saniye durabilmelidirler. Bu basit teste ek iddialar, gözler kapalı bir şekilde farklı zeminlerde, farklı destek mekanizmaları ile (paralel ayaklar, birinci pozisyon, demi-pointe, ve en sonunda pointe) zamanlı duruşlar içermelidir. Dansçıyı tek bacağı üzerinde durdurarak ve havada sekiz ayrı noktayı hedef aldırarak yapılan, sporda kullanılan beş yıldız denge testi ayakta kalma testi için de yararlı olmaktadır. Statik ayakta kalma testleri topuktan baş parmağa (tandem) kadar gözler kapalı bir şekilde 3-6 metre arası yürümeyi, ya da başka işler de yaparak çeşitli hızlarda yürümeyi (100’den geriye 3’er 3’er saymak ya da dolu bir bardak suyu taşımak) içermelidir. Duyusal bozuklukları ölçmek için daha güvenli ve geçerli iki yöntem de “klinik duyusal organizasyon ve denge testi”, ya da “Köpük ve Kubbe” testidir, ki daha az ekipman gerektirir ve daha kolay yürütülür. Bu denge envanteri bireyi, potansiyel somatosensöryel bozuklukları (kas, eklem ve deri bir arada) vizüel ve vestibüler bozukluklardan ayırt eden altı farklı durumda test eder. Platform postürografi (Balance Master ya da NeuroCom denge sistemi), denge bozukluklarını saymak için hareket eden güç platformu ve visual surround kullanır. Daha pahalı olsa da stabilite ve duyusal organizasyonunun sınırlarını ayırt etmek için doğru bir yöntemdir. Bu testlerin hiçbiri dansçılar için geçerli olmadığı için, dansçıları aynı zamanda geleneksel ayak pozisyonunda da ölçebilen dansa özel bataryaların geliştirilip geçerli kılınması gerekmektedir.

Dansçı Sakatlanırsa

Bedenin alan içerisinde nerede olduğunu bilmek denge duygusu için vazgeçilmez olmakla birlikte dünya üzerinde güven duygusunu sağlamak için de olmazsa olmazdır. Bilek burkulması gibi bir sakatlık – her ne kadar hafif olsa da – bütün bedeni etkiler ve dengeyle stabiliteyi tehlikeye atar. Araştırmacılar propriyoseptif bir eksikliğin tespit edilememesi durumunda hizalamada adaptasyona, lokal zayıflığa ve değişen merkezi motor programlanmasına yol açtığını iddia etmektedirler. Propriyoseptif eksikliklerin psikososyal etkileri de ayrıca önemlidir. Eğer propriyosepsiyon sakatlık sonrasında yetersiz bir şekilde düzelirse, rehabilitasyon sonuçları başarılı bile olsa, dansçı tam ve güvenli bir şekilde hareket edebilmek için gereken kendine güvenden yoksun kalabilir. Sakatlıkta yalnızca periferal sinirler zarar görmüş olmayabilir, gerginlik beyinde de var olmaktadır. Periferalden beyne gelen doğru girdinin eksik olmasıyla kinestetik “ben”in merkezi “haritası” sakatlıkla birlikte değilmiş olabilir. “Ben”in bu tehlikeli haritası dansçıyı tekrar sakatlanmaya götürebilir.

Rehabilitasyon için öneriler spor ve dans tıbbındaki kümülatif örneklerden elde edilebilir. Sakatlık sonrası propriyosepsiyonu geri kazanma egzersizleri merkezi sinir sisteminin üç düzeyine hitap etmelidir. (1) refleks spinal düzey, (2) beyin kökü düzeyi ve (3) kortikal düzey. Refleks spinal düzey rehabilitasyonu şunları içerebilir: (1) Propriyoseptif restorasyonun doku düzeyine fiziksel şekiller (buz, ultrason), manuel terapi ve diğer “alıcı” beden terapileri ve pasif önlemler vasıtasıyla hitap etmek, (2) eklem pozisyonu hissini ve eklem stabilizasyonu (örn., ayak bileği sakatlanmaları için statik tek bacakla ayakta durma) için musküler aktivasyonu artırmak, ve (3) mekanoreseptör takviyeesinin sayısını ve hızını artırmak ve etkilenmiş eklemin refleks stabilizasyonunun hızını ve süresini eklem yönünde ve hareket hızında ani değişiklikler kullanarak artırmak. Beyin kökü düzeyi aktiviteleri postür ve dengeyi korumaya yardımcı olan vestibüler ve vizüel (aynı zamanda somatosensöryel) girdilerini içermelidir. Denge testine ve eğitimine daha kapsamlı bir yaklaşım, bu noktada, propriyosepsiyonu geliştirmede daha statik bir yol izlemek olabilir; örn., sabit bir yüzeyde tek bacak duruşu. Buradaki egzersizler salınım levhası, Pilates idmanı, pliometrik idman, beden duruşuyla ilgili ek hareketler içeren mini-trampolin egzersizleri, hareket alanı ve bilişsel- ve manuel müdahele egzersizleri (örn., salınım levhasında top yakalarken konuşmak).

Daha önceden rehabilitasyonda kurumsallaşan propriyoseptif eğitim, dansçıyı tam kapasite teknik ve performans ile tekrar sakatlanmayı önleyecek şekilde geri getirebilmek için son derece faydalıdır. Propriyoseptif eğitimin bilinen yararları arasında gelişmiş postüral stabilite, eklem pozisyon hissi, hareket ve reaksiyon zamanı, güç ve esneklik yer almaktadır. Dans tıbbı programları ve klinikleri propriyoseptif eğitim verdiklerini iddia ederler, ancak dans tekniğindeki hedeflenmiş propriyoseptif egzersizlerin etkileri ile ilgili literatürdeki raporlar son derece az sayıda olmakla birlikte kanıt odaklı propriyoseptif eğitim önerileri protokollerinin geçerlilik kazanması gerekmektedir. Yine de, hem spor hem de dans tıbbındaki klinik araştırmalardan sakatlanmış ve sakatlık geçirmemiş dansçının propriyoseptif eğitimi ile ilgili yorumlar yapılabilir.

Propriyosepsiyonu Geliştirmek İçin Dans Etmek Yeterli Değil midir?

Propriyoseptif keskinlik, dansçıların nasıl dikkat verdiklerini, öğrendiklerini ve kendi kendilerini düzelttiklerini analiz edebilmeleri için vazgeçilmezdir; aynı zamanda, dansçılara motor planlama, motor kontrol ve postüral stabilite konularında da büyük avantaj sağlamaktadır. Beden ifadenin bir aracı olduğu için dansçıların dansçı olmayanlarla karşılaştırıldığında daha yüksek bir içsel beden hissine sahip oldukları muhtemeldir. Howard Gardner’ın çoklu zeka şeması dansçıların tüm bedeni (ya da parçalarını) sorun çözmek için kullandıkları ‘bedensel-kinestetik’ bir zekaya sahip olduklarını vurgulamaktadır. Buradan hareketle, profesyonel dans eğitimi propriyoseptif girdinin doğruluğunu güçlendirirken motor kontrol için salt görüntüye güvenme eğilimini daha çok içe dayalı referans sistemine dönüştürmektedir (propriyosepsiyon). Araştırmacılar dansçıların cimnastikçi ve eğitilmemiş kişilere nazaran pozisyon uydurmada daha yüksek bir hassasiyet kaydettiklerini göstermektedirler. Ancak, dansçıların propriyosepsiyon ve denge sonuçları çelişkilidir. Araştırma bulgularının özeti şu noktaları ortaya çıkarmıştır: (1) Tek başına bale eğitimi, aynı zamanda ek bir koordinasyon eğitimi almadan ayak bileği eklem pozisyonunda ya da dengenin post-rehabilitasyon ölçülerinde bir ilerlemeye yol açmamıştır; (2) Eğitimli dansçılar, nicel testte algısal ve denge hataları sergilemişlerdir; (3) Dansçılar judocularla kıyas edildiğinde denge sonuç ölçümlerinde daha kötü bir performans göstermişlerdir; (4) Profesyonel dansçıların performansları, gözler kapalı durumlarda (örn., denge için yüksek propriyoseptif stratejiler gerektiğinde) denge zemini daraldığında (düz ayaktan demi-pointe’e ve pointe’e geçerken) denge testlerinde (postürografi) gerilemiştir. Özetle, dansçılar değişen teknik ve çevresel koşullara ayak uydurmak ve sakatlıktan iyileşmek için için bütün duyularını (vizüel, vestibüler ve somato-sensöryel) çalıştırmaya devam etmeye ihtiyaç duymaktadırlar.

Propriyoseptif “Keskinliği” Geliştirmek

Sakatlanmış olsanız da olmasanızda daha iyi bir dansçı olmak adına propriyoseptif duyunuzu geliştirmek için yapabileceğiniz birkaç şey vardır.

  • Bir dans ya da spor fizyoterapisti tarafından test edilmek suretiyle propriyoseptif başlangıç noktası oluşturmak, özellikle de sakatlanma geçmişi varsa.
  • Aktif ve dinamik bir şekilde idman yapmak. Dansçılar, reseptör duyarlılığının refleks düzeylerinin sınırlarını zorlayan germe egzersizlerinin tam motor kontrol için yetersiz olduğunu unutmamalıdırlar. Esneklik kazanmak için refleksleri zorlamanın (PNF büzme-rahatlama germesi), ya da kendi kendine elle tedavi edici prosedürler vasıtasıyla refleks büzülme ve rahatlamasının (örn., bir kası rahatlatmak için bir tendon üzerine baskı uygulamak) motor programlamada kalıcı bir değeri yoktur. Reseptörler, amaca yönelik aktif (pasifin tersine) durumlarda farklı bir şekilde performans gösterirler. Esneklik egzersizleri, dansa özel idmanlara gerçek alan-zaman değerleriyle entegre edilmelidir. Bu nokta motor programlanma dansçıların farklı nöromuskular yolları harekete geçirmek için çoklu özgürlük derecelerini zorladıkları amaca yönelik hareketlerin tekrarlandığı noktadır. Diğer bir deyişle, farklı hareket pozisyonları pratik etmek gerekir: Bütün kasları tam kısaltmaktan tam uzatmaya geçirmek ve kaslarla eklemlerin gömülü dinlenme süresince (yapısal / yapıcı dinlenme) nötral dinlenme uzunluklarını döndürmek.
  • Öğretmenler, sözlerinize ve yönlendirmelerinize dikkat edin! Hareketin dengeli nöromuskular koordinasyonunu zedeleyebilecek imgelerden kaçının. Örn., “Gövdeni kaldırırken ayaklarının yere tam olarak basmasına izin ver,” direktifi, bir kas kümesini geri kalan kalça kas sisteminden izole edebilecek “İç bacak kaslarını sık” direktifinden plié’den kalkarken daha iyi bir nöromuskular etkinlikle sonuçlanacaktır.
  • Birkaç hareket tekrarının sonunda “güzel” (pozitif destek) gibi sözler söyleyin, ya da doğrulayıcı yönlendirmelerde bulunun (“özet geri bildirim”). Öğretmenler, her hareket tekrarında dansçıları sürekli alkışlar (“güzel, güzel!”) ya da sürekli düzeltirlerse daha etkisiz bir geri bildirim ortaya çıkar. Bunun yerine, dans öğretmenleri hareket tekrarları arasında dansçıya yeterli zaman vermelidir (örn., yeterli duraklama ve dinlenme evresi) ki dansçı da hareket geri bildirimini hissedebilsin ve yönlendirmeleri anlamlı kılabilsin.
  • Dansçıların hareketin püf noktalarını kendi kendilerine organize edebilmeleri için otonomiye teşvik etmek. Örnekler şu şekilde olabilir: (1) Yönergelerinizi basit ve alanla ilişkili tutmak ve dansçının duyusal keşfine olanak tanımak (“Kolunu yana kaldırırken geniş bir açık alan süpür”); (2) Sürekli sesli bir şekilde saymamak, zira bu dansçının içsel zamanlama geliştirmesine engel olabilir; ve (3) Aynayı sınıfta tek ya da en temel öğrenme kaynağı olarak kullanmaktan kaçınmak. Dançıların “hissetmesine” olanak tanımak; yaptıklarının yalnızca kinestetik farkındalıklarını geliştirip performans esnasında yalnız ve topluluk içinde ayna olmadığı ortamlarda çalışma yetilerini görmelerini sağlamakla yetinmemek.
  • Dış odaklanmaya teşvik etmek. Yönergelerin iç odaklanmaya mı (beden) yoksa dış odaklanmaya mı (beden dışı) yoğunlaşması gerektiği henüz cevabı bulunmamış bir sorudur. Araştırmacılar, dış odaklanma kullanılmasının iç odaklanmaya (özellikle beden duyularının detayına yoğunlaşma) göre performansı daha etkili kıldığını söylemektedirler. İç odaklanma otomatik motor kontrolü süreçlerini sekteye uğratabilir. Bu bağlamda, dansçılar alandaki kollarıyla sekizli bir figür yapacaklarsa kendilerini 8’in izini sürerken hafif bir kalem tutarken hayal etmeleri kollarının içindeki kassal duyuları dinlemekten daha iyi bir koordinasyon sağlayacaktır.
  • Somatik eğitim yöntemleri uygulamak. Somatik eğitim yöntemleri, duyusal farkındalık vasıtasıyla duyarlılığı geliştirmek ve alışkanlık kazanılmış postür ve hareketleri değiştirmek için geliştirilmiştir. Dansçılar arasında popüler olan birçok eski (yoga, tai chi) ve çağdaş somatik egzersizler motor öğrenmeyi tamamlayıcı özellikte prensiplere sahiptir. İdeokinesis (kinestetik ve viziyomotor imgelemin ussal pratiği), Alexander Tekniği, Hareketle Feldenkrais Farkındalığı, Beden-Zihin Merkezlemesi değişim sağlamak için vizüel ve propriyoseptif geri bildirimi iyileştirmeye yarayan bilinçli bir dikkat içermektedir. Çalışmalar, somatik eğitim yöntemleriyle kassal etkinliğin artırıldığını ve somatik egzersizler manuel terapilerle birleştirildiğinde rehabilitasyon faydalarının elde tutulduğunu göstermektedir.

Özetle, bir hareketin nasıl organize edildiği, motor bellekten ne şekilde hatırlandığı, nasıl yanlışa dönüştüğü ve düzeltmek için ne yapıldığı propriyosepsiyonun rolü açısından henüz cevap verilememiş sorulardır. Hem dans eğitmenleri hem de bilim adamlarının araştıracak çok fazla şeyleri var!

Arman ESEN

1 yorum

  1. Geri bildirim: Dans ve Sağlık

Yorumlar kapatıldı.

%d blogcu bunu beğendi: